Sunday, December 30, 2012

Duru 11 aylık - Gece emzirmesini bıraktık

Bu ayın en büyük gelişmesi gece emzirmeyi bırakmamız oldu. Geceleri uykundan ortalama 3-4 kez kalkıyor olman artık canıma tak etti. Sıkıntılı olduğun günlerde daha sık kalktığında oluyordu. Doktorumuz 7.ay kontrolünde bir an önce gece beslenmelerini bırakmam gerektiği uyarısını yapmıştı ancak bunun imkansız olduğunu düşünüp, kendimde başarabilme gücünü de görmüyordum açıkçası. Her uyandığında seni emzirmiş, yeniden uyumanı sağlamıştım. Dinlenmiş olduğum bir günün akşamında karar verdim. İlk aşama her gece 3-4 kez emerken bunu sadece 1 sefere düşürmek oldu. 1-2 gece mızmızlansan da tahminimden daha kolay bir şekilde pes ettin. Başını omzuma koyup yine uykuya daldın. 3.gecenin sonunda ise her uyandığında su içmeni teklif ettim. Başlarda reddettin, zorlamadım. Seni kucağıma alıp yine pışpışladım ve 1 hafta sonunda hiç emmeden uykuya dönmeye alıştın. Şu aralar huzurlu geceler geçiriyoruz. 1 yada en fazla 2 kere uyanıyorsun. Biraz su içip seni kucağıma aldığımda hızlıca uykuya geri dönüyorsun. Anladım ki seni sadece emzirerek uykuya döndürebileceğim düşüncesi benden kaynaklıymış. Daha önceleri bu kadar kararlı olabilseymişim başaracakmışız. Gelecek hedefimiz kendi kendine uyuyabilmen! Becerebilir miyiz dersin:)


Bu ay içinde başardıklarına gelinceee:) 3. dişini bu ay çıkardın. Rahatlıkla 1-2 adım atabiliyorsun. İki elinden tutup seni yürüttüğümüzde adeta koşuyorsun. Oyun parkında biraz biraz kendi kendine oyuncaklarınla oynayabiliyorsun. Yalnızken mümkün değil, çığlığı basıyorsun:( Artık ne "baba" ne "dede", dilinden düşmeyen tek kelime "anne". Bazen karıştırsanda burnun, gözün, kulağın, kaşın, saçın, göbeğin, ayağın, dişin, dilin nerede diye sorduğumuzda bize gösteriyorsun. İzletmememize rağmen kumandayla televizyonu açabiliyorsun. Seni giydirmek en büyük kabusumuz. Her banyo sonrası ya da dışarı çıkmadan önce giyinirken çok huysuzluk yapıyorsun.
Bu ay kontrole gitmedik, sadece kilonu ölçtürdük. 9 kiloyu geçtiğin için artık yeni araba koltuğumuza geçebiliriz. Beraber Tekirdağ'a gidip bu durumu kutladık:) Yine mızmızlık yaptın mı evet yaptın. Yatar pozisyondaki koltuğuna nazaran çok daha iyiydin, hakkını yemeyelim.

Geçenlerde sağlık ocağından aradılar. Kızamık salgını olduğunu ve aşını erken yaptırmamız gerektiği uyarısında bulundular. Doktorunsa yaşına çok az bir süre olduğunu,erken yaparsak 2 doz aşı yapılması gerektiğini söyleyerek, beklemeyi uygun gördü. Belki abartıyorum ama şu sıralar parka gittiğinde seni salıncağa bile bindirmiyoruz ki kızamık olmayasın diye:) Bir an önce aşını olsanda rahatlasak...

Wednesday, December 26, 2012

Duru 10 aylık - Yemek yemeyi seviyorsun


Sana kıyamadığımızdan yapılmasını istemediğimiz, aylardır doktorunla ertelediğimiz kan tahlilini sonunda bu ay yaptırdık. Tahmin ettiğim gibi çok zorlu oldu. Rutin muaynelerinde bile ortalığı yıkıyorsun. Üstüne bir de seni zorla yatırıp 3 kişi sıkıca tutmaya çalışınca kıyametleri kopardın. Aslında aşıdan farkı yok bu işlemin ama sorun seni zapt etmek olunca kan almak güçleşiyor. Kanı aldıktan sonra pamuğu elinin üstüne bastırmam gerekiyordu. Deli gibi ağladığından ikimizin de üstü başı kan oldu. Hastanede sesini duyanlar kan lekelerini de görünce bizi korkulu gözlerle izledi. 1-2 gün sonra çıkan sonuçlara göre demir depoların düşük çıktı. Doktorun bir kaç kan sonucuylada bağlantılı olarak ailede akdeniz anemisi olup olmadığını sordu. Benim bildiğim yok. Ancak 3 ay boyunca ferrum 10 damla demir ilacı kullandıktan sonra yeniden kan tahlili yapılacak:( Ek olarak alerjik olmandan da şüphelendi. Bu durumla ilgili değerlere de bakılıcak. Dokununca kızaran, sık sık hapşıran, çölyak hastası annene ne olur benzeme!

Kilon 8655 gr, boyun 71 cm olmuş. Ne yazık ki geçen ay ki hastalığından dolayı sadece 300 gr almışsın. Yine oturur pozisyondaki araba koltuğuna geçmek için onay çıkmadı. Arabada seni ağlatmadan rahat rahat gezebilmemiz için tek umudum oturuyor olman. Çok ye olur mu kızım, geçelim artık şu yeni koltuguna:)

Eve yardımcı birinin gelmesi ve ben bu kıza ne yedireceğim şimdi acemiliğimin de geçmesiyle artık beslenme düzenini oturttuğumuzu düşünüyorum. Şanslı annelerdenim ki yemek seçmiyor, verdiklerimizi geri çevirmiyorsun. Hatta bizim kadar yiyiyorsun:)

Sabahları peynir, ceviz, yumurta sarısı, tereyağ, tam bugday unundan ev de yaptığımız ekmek, pekmez ve ıhlamur kahvaltı menünü oluşturuyor. Ek gıdaya geçtiğimiz günlerde ilk bulamaç olarak sabah 08:00 gibi yedirdiğimiz kahvaltını, çok kısa bir zaman sonra ayrı ayrı vermeye başlamamızın çok faydasını gördük. Kimi gün yumurtanı çok az yiyor, peyniri çok abartıyorsun. Bazen kaşık kaşık pekmezle, tereyağlı ekmek yiyorsun. Anladığım neyi canın istiyorsa onu yiyiyorsun. Genelde kahvaltıda kaşıkla yemekten pek hoşlanmıyor, kendi ellerinle yemek istiyorsun. Kahvaltı sonrası seni emzirmeyi tercih ediyorum çünkü öncesinde emersen pek iyi kahvaltı etmediğini görüyoruz. 09.30-10.00 arası meyve püresini (muz, elma, armut, mandalina) kimi zaman bayıla bayıla, kimi zaman 3-4 kaşıkla sonlandırıyorsun. Ardından 10.30 gibi güzel bir sabah uykusu. 11.30-12.00 civarı uyanıyorsun. 13.00 gibi öğlen yemeği için farklı çeşitlerde hazırladığımız çorbalar (şehriye corbası, yogurt corbası, bal kabagı corbası favorilerin). 1430-15.00 arası evde mayaladığımız yoğurdunu da hayır demeden yiyorsun. En geç 15.30 gibi uykuya yatıp 16.30-17.00 gibi uyanıyorsun. Akşam et (köfte, biftek, pirzola), tavuk (deden'in kestirdiği organik köy tavuğu), balık (sarıkanat, lüfer, somon, hamsi) seçeneklerinden birinin yanına haşlanmış brokoli, karnıbahar, havuç, patates bazen de bulgur pilavı. Uyumadan önce de eğer hala açsan hipp hazır kaşık maması 7 tahıllıdan veriyoruz. Doktoruna son kontrolde hala vermeli miyiz diye sorduğumda, yeterince karnını doyuramamış olabileceğinden bir süre daha gece uykusu öncesi vermeye devam etmemi istemişti. 5 köfte yiyebilen bir bebek yeterince doyuyordur diyeceğim ama yine de tahıla hayır demiyorsun:)

Öğleden sonrayı eğer hava güzelse yan komşumuz Nil'le parka giderek geçiriyorsun. Döndüğünüz de yüzünden ne kadar keyif aldığın belli oluyor. Eskiden pusetinde parka giderken bile çok ağlardın. Artık eline ya salatalık ya bisküvi tutuşturuyoruz ve hiç ağlamıyorsun. Hava kötüyse cafelere yada avm'lere (pek tercihim olmasa da) kaçamak yapıyoruz. Ev de seni oyalamak zorlaştı. Sürekli yanında durup oyun oynamamız gerekli. Bu aralar ev telefonunu kulağına götürüp bir şeyler vızıldıyorsun. Kızım koy başını yastığa deyince anlayıp hemen başını bulduğun yere gömüyorsun:) Kumandayla televizyonu ve odanın ışığını açıp kapatırken çok eğleniyorsun. Çekmece karıştırmak en büyük zevklerinden. Birlikte saklanbaç oynamayı da pek bir seviyorsun:) Salonda ki masanın altına girip sandalyeler arasında dolaşmaya bayılıyorsun. Şu sıralar seninle oynamak pek bir keyifli oldu:)