Thursday, December 1, 2011

9 aylık hamileyim - Heyecan dorukta!

5 haftalıkken karnıma düştüğünü öğrendiğimizde sabırsız annen koskoca 9 ay nasıl geçer diye homurdanıp duruyordu. Şimdi ise 39 haftayı devirdik. Gerçekten yakında anne olacağıma inanamıyorum! Belki bugün, belki yarın, belki 15 gün sonra doğacaksın bilmiyorum ama beni inanılmaz bir heyecan sardı şu günlerde. Daha geleceğin yoksa da sırf bu yüzden erken gelmene neden olabilirim:) Nasıl bir görüntün olucak? İlk bakışmamızda neler hissedeceğim? Rahat bir doğum olacak mı? Herşeyden önemlisi sağlıkla gelecek misin? Sürekli kafamda sorular sorular... Bir yandan hiç bir eksiğin kalmasın istiyorum. Dolaplarını, çekmecelerini, kıyafetlerini kurcalıyorum. İznin olmadan oyuncaklarınla oynuyorum:) Kendimce listeler yapıyor, yanına tamamladıkça tik atıyorum. Hastane bavulumu açıp açıp kapatıyorum:) Benim için 4-5 gecelik, 1 pijama, süslü taç ve tokalar, 3-4 emzirme sütyeni, göğüs kalkanı-kremi-pedi, terlik, sabahlık koydum. Senin içinse Mothercare'den aldığım 8'li hastane çıkışı takımlarından 2 tane koydum. Artık acil durum için birileri koşar getirir diye düşünüyorum:)

Babacığın üşenmeden resimlerimizi çekti:)

Henüz karnımdan çıkmadan önce bana yaşattığın rahat hamilelik günlerinden ötürü sana teşekkürü borç bilirim. Arada duygusal dalgalanmalar yaşatıp, beni hüzünlere boğduğun olmadı değil ama işin aslı şanslı annelerdenim. Hamilelik beni hiç ama hiç yormadı. Aksine bol bol şımartılıp, herkesin üstümüze titrediği güzel günler geçirdik seninle birlikte. Doğduğun andan itibaren pabucum dama atılıcak biliyorum ama hadi gel artık kızım, sabredemiyorum:)


Wednesday, November 30, 2011

8 aylık hamileyim - Yine göremedik seni!

Bu ay yine Cengiz bey'e göründük. Babaannen ve deden sabahın 9'unda hazırlanıp, sırf sen bu kez poz vereceksin diye, üşenmeden Nişantaşı'na kadar geldiler ama nerdeee... Bu kez de başını aşağı indirdiğin ve ağzını elinle kapadığın için ancak hafif bir yan profil alabildik ki kimse bu durumdan tatmin olmadı. Keşke babaanne ve dedenin hatrına görebilseydik seni. Yine yaptın yapacağını! Oğlak burcu, minik, inatçı mı inatçı bir kız geliyor sanki :)

Verdiğin resimde saç ve kaş gibi görünen karartılar var. Korkuyla doktora bunlar saçı ve kaşları mı diye sorduğumuzda, ultrason aletinin boş bulduğu yerleri otomatik olarak kararttığını söyledi. Umarım öyledir yoksa kara kaşlı, kara gözlü, kıllı-tüylü bir çocuk geliyor:) Doğum sonrası seni ilk sağlık kontollerinin ardından, hemen cımbız ve ağdayla kadınsal bakıma sokucaklar diye geyikler döndürüyoruz şu aralar evde:)Nasıl gelirsen gel, sen hep güzel görünüceksin bize merak etme kuzum. Sakın da yanlış anlama:) Biz sadece eğleniyoruz:) +1 kilo daha almışım ve doktorum beni tebrik etti. Gayet iyi gidiyormuşum. Kanım düşük çıktı ve kullandığım demir hapının yeterli olmadığını düşünerek başka bir ilaç verdi.

Cengiz bey'in önerisi üzerine 31+7 de devlet hastanelerinde uğraşmamak için sgk ile anlaşmalı hastanelerden biri olan Özel Dora hastanesi'ne gittim. Hem 2. göz olsun diye para vermişken muayne oldum, hem de 37.haftaya kadar çalışabilir raporumu aldım.

Bu aralar Amerikan Hastanesi'nin eğitimlerine gitmeye başladım. İlk gittiğimde ki konu bebek bakımıydı. Günlük temizliğin, yıkama-yağlama, gaz çıkarma gibi bir çok konuda bilgilendirildik. Anlattıkları her konu başlığını internette yada kitaplarda bulmak mümkün ama benim ortam da çok hoşuma gitti. Benimle aynı heyecanı yaşayan kişilerle birlikte olmak, hiç aklına gelmeyen soru ve cevapların yanıtlarını almak bana çok keyif verdi. Şimdi böyle herşey kolay gibi gözüküyor ama sen gelince nasıl olacak bakalım.

Odan öyle güzel ki tam bir prenses odası gibi oldu. İşim olmasada sürekli odana girip çıkıyor, eşyalarını, kıyafetlerini mıncıklıyor, geleceğin günleri hayal ediyorum. Anneannen sen henüz karnımdayken hatıra olsun diye odanda birkaç resmimizi çekti. Ellerine sağlık valla güzel fotolar çekti:)



Friday, September 30, 2011

7 aylık hamileyim


Benim kalın dudaklı, şişko yanaklı kızım!
Neden mi böyle diyorum çünkü bu seferki buluşmamızda çok şükür ki seni görebildik. Burnun kordon yada bilmediğimiz başka şeylerle kapanmış olduğundan çok net görüntü alamasakta ağzını, yüzünü, başını az biraz görebildik. İnanılmaz güzellikte tombiş tombiş yanakların var. Şimdiden seni ısırasım var:) Toplamda 10 kilo almışım. Sen ise 1300 gr olmuşsun. Hem çölyak oluşum hem de minyon ve zayıf bir tip oluşumdan ötürü seni bu kadar iyi besleyeceğim aklıma gelmezdi. Hep kilonla ilgili sıkıntı yaşayacakmışız hissi vardı ben de. Doktoruma göre 3-3.5 kilo arası doğarmışsın. Henüz vakit olsada hala makat gelişindeymişsin. Oysaki ben kafayı indirdin diye düşünüyordum. Karnımda bazen öyle bir baskı yapıyorsun ki kayıp geleceksin diye düşünüyorum. Hiç rahat durmuyorsun. Ordan burdan elini, bacağını ittirip duruyorsun. Sen hiç uyumaz mısın kızım:) Doktorum "Ev de oturma, çalış! Keşke 40.haftaya kadar çalıştırsalar sizleri" diyerek 37.haftaya kadar çalışmam için de destek verdi:) Bense bir an önce evimde olup seninle ilgili tüm detayları hazırlayıp, gelişinin heyecanını sindire sindire yaşamak istiyorum ve 37. haftayı iple çekiyorum! Günden güne şiştiğimi ve ağırlaştığımı hissediyorum. Son durum +8 kilo. Hamile kaldığımda 51 kiloydum. Artık tekmelerini çok sert ve sık hissediyorum. Bu durum beni öyle mutlu ediyor ki yüzümde sürekli bir gülümseme oluşuyor.

7.ayında hamileleğim boyunca ilk kez ağır bir mide bulantısı yaşadım. İş yerinde öğle yemeğinde yediğim karnıyarık-pilav ikilisinden sonra karnımda inanımaz gerginlik oluştu. Adım atarken bile karnıma iğneler batıyordu. Eve git yat di mi yine dayanamadım, çalıştım. Mesai bitimine kadar zor dayandım. Bir an önce metroya binip evin yolunu tuttum. Darüşşafaka durağında inip asansöre doğru ilerlerken bir tuhaf oldum. Tansiyonum düşüyor heralde diye düşünüp banklara oturup biraz dinlenmeye karar verdim ki iyi ki binmemişim. Hayatım boyunca ilk kez bir istifra olayı başıma geldi. Bulantılı hamilelik geçiren tüm annelerin allah yardımcısı olsun dedim içimden. Eve geldiğimde hemen yorganı üzerime çekip uyudum. Gece ara ara bulantılarla kalktım. Durumum böyle olunca işe gitmemeye karar verdim. Anneme ne kadar iyiyim gelme desemde dayanamadı, imdadıma sıcacık çorbasıyla yetişti. 1-2 gün sonra iştahım yerine gelmeye başladı. Bu bulantının hamilelikten değil de yediklerimden olduğunu düşünüyorum. Sanırım mideyi bozdum ve karnıyarıktan soğudum. Bu aralar seni pek iyi besleymediğim için üzgünüm:(

Babacığın işlerden dolayı çok yoğun. Onu yalnız beklerken izlediğim haber, dizi, film ne varsa, normalde hiç etkilenmeyeceğim bir sahnede bile ağlar oldum. Sebepsiz yere bile ağladığım oldu. Aklıma sürekli felaketler, en kötüsünden seneryolar gelir oldu. Hamilelğimde her şey yolunda çok şükür ama benim hormonlar coştu. Artık tv izlememeye, sadece neşeli olanları seçmeye karar verdim.

Alışveriş telaşımız devam etmekte. İnceleyip durduğumuz, karar vermekte güçlük çektiğimiz araba koltuğun ve pusetini de aldık. Araba koltuğun maxi cosi pebble, pusetin bugaboo bee. Pusetini aslında bugaboo cameleon almak istiyorduk ancak benim arabama katlanmış haliyle sığmadığını görünce vazgeçtik. Baban öyle çok istekliydi ki sırf bu yüzden bana daha büyük araba alma planları yaptığını görünce bee almak için onu ikna edip hızlıca mağzadan çıkardım:) Puset için arabasını değiştiren ilk çift biz olurduk heralde. Hem belki hiç oturmayacaksın bile!


Monday, August 29, 2011

6 aylık hamileyim - Ayvalık günleri

Minnoşum bu ay öyle sağlıklı besledik ki seni inanamazsın. Nerede dersen bayram tatili nedeniyle tabiki Ayvalık da babaanne ve dedenin yanında:) Heralde 1-2 kilo almışımdır. Organik patlaması yaşadık ikimiz de. Senin de mutluluğunu içimde coşarak attığın tekmelerden anlayabildim:) Artık elini karnıma koyan herkes bu hareketleri hem hissediyor hem de iniş-çıkışları gözleriyle görebiliyordu. En çok da babanın seninle konuşma hallerine bayılıyorum.

Tatil boyunca her gün yüzdüm. Bol bol balık ve et yedik:) Akşamları sık sık Cunda'ya gidip en sevdiğimiz ve her yıl uğradığımız şarap evi Vino'da takıldık. Benim dışımda herkes ürettikleri şaraplardan içtiler. Bir kadehin zararı yok biliyordum ama yine de bir kadehle yetinemeyeceğimi bildiğimden hiç içmemeyi tercih ettim:)

Vino Şarap Evi





Hazır Ayvalık-Foça arası yakınken, çok sevdiğimiz dostlarımız Barış&Emine Foça'dayken onları ziyaret edelim dedik. Üşenmedik kalktık düştük yollara. Yeni Foça'yı babanla görmüştük ama Eski Foça'yı bu sayede ilk defa gezebilme fırsatı bulduk. Yolculuk halindeyken inip çektiğim bu manzara gerçekten görülmeye değerdi. İleride böyle bir yerde yaşlanmak annenin tek hayali:)

Foça

Thursday, July 28, 2011

5 aylık hamileyim - Detaylı ultrason

Bu ayın en önemli gelişmesi detaylı ultrason kontrolüydü. Çevremde gördüğüm bazı hamile arkadaşlarımın bu kontrolden büyük moral bozuklukları, gözyaşlarıyla çıktıklarını duydukça aklımızda ufacık bir şüphe kalmasın diye işimizi şansa bırakmadık. Bu işin piri olan Atıl Hoca'ya gitmeye karar verdik. Çok yoğun programını bildiğimden daha 2 aylıkken randevu aldım. Gittiğimizde bütün organların kontrol edildi. Biz görüntüde pek birşey anlamadık sadece ellerin, ayakların göründü. Parmaklarını bile saydık:) Çok şükür herşey yolunda.

Bu önemli kontrolü atlattıktan sonra bebek odası bakmaya başladık. Vereceğimiz oda siparişinin yapımı, teslim süresini ve odanın havalandırılmasını hesap ettik. Daha fazla beklemenin anlamsız olduğuna karar verdik. Bir aya yakın odanın havalandırılmasını, dolap içlerinin silinmesini önerdiler ki boya kokusu kalmasın.

Bir arkadaşımızın tavsiyesi üzerine ilk girdiğimiz dükkan olan Vanilya Bebe'de kararımızı verip, anlaşıp çıktık. Zaten babanla alışveriş hep böyle hızlı olmuştur. Gerçi ben de ne istediğimi çok iyi biliyordum. Düz, sade, oymasız, süssüz, pulsuz beyaz mobilyalar:) Odamızın objesi kuzu olsun istedim ama hiç güzel bir kuzuya rastlayamadım:( Halın Confetti'den hediye, lambanı Bauhaus'dan aldık. Hepsi çok içime sindi. Bütün eşyalarını yıkayıp, ütüledikten sonra yerleştirmek için sabırsızlanıyorum. Umarım odanı beğenirsin güzel kızım...

Aylar sonra çektiğim prenses kızımızın odası:)


Wednesday, June 29, 2011

4 aylık hamileyim - Kızımız oluyor :)

Bu ay içinde babanla birlikte güzel bir yat-yuvarlan tatil organize ettik. Kıbrıs-Magosa'nın denizini çok sevdiğimizden Kaya Artemis otelini ayarladık. Bizim için ne tesisin ne de aktivitelerin önemi vardı. Tek isteğimiz yüzmek ve dinlemekti:) 5 günlük tatilimizi dilediğimiz gibi de geçirdik. Sabahın körü uyanıp sessiz sakin bir ortamda denizimize girdik. Gazete-kitap okumaya doyduk. Saat 12 gibi öglen yemeğimizi yiyip, öğlen uykusuna çekiliyorduk. Akşam 4-5 gibi tekrar deniz, şezlonglarda yine kestirme:) Akşam yemeği derken gece 11-12 uyuyorduk. Öyle güzel dinlendik ki..

18 hafta
İlk kez şezlongta uzanırken karnımın alt kısımlarında 2-3 kez yoğunluk hissettim. Sanki ne tarafta olduğunu hissediyordum. Hatta baban bile elini koyduğunda fark etti. Daha erken düşüncesiyle gaz tarzı bir şey mi yoksa sen misin bilemedik:) Babanla erkek çocuk olursa koyacağımız isim çok netti, ismin "Can" olacaktı.Kız olursan "Duru" ismi ağırlıklı gelsede Ada, Irmak isimleri de aklımızdan geçiyordu.

Tatil dönüşünün ertesi hemen kontrole gittik. Toplam 4 kilo almışım. Doktorum her ay 1 kilo almamın ilk aylar için ideal olduğunu söyledi. Kiloya zaten biraz takık, pek hoşlamıyor:) Sen ise miniğim 190 gr olmuşsun. 3'lü tarama testi sonucumuz 1/10000 çıktı. Aminosentezi haketmiyormuşuz çok şükür.

Asıl gelelim kontrolün en bomba konusuna. Doktor uzuunnn uğraşlardan sonra bir pozunu yakaladı ve "kızınız olacak" demez mi! Baban mutluluktan uçtu:) Ben de çok sevindim ama şaşırdım. Dr önceki kontrolde altını çizerek "kesin erkek demiyorum, daha çok erken yorum yapmak için" demişti ama ben nedense erkek olacağına kendimi inandırmıştım:) Bu baban söyleye söyleye seni kız yaptı ya daha ne diyeyim. "Can" gitti.Canımız, kızımız "Duru" hoşgeldi:)


Friday, June 17, 2011

3 aylık hamileyim - 2 li tarama testi

Bugün babanla işten erken çıkıp çok önemli bir test olan 2'li tarama testini yaptırdık. Ense kalınlığını 1.1 ölçtü. Çok iyi bir değer olduğunu hatta bu kadar ince bir değerle dr hiç karşılaşmamış. 1-2 gün sonra çıkan kan tahlil sonuçlarıyla birlikte hepsini yorumlamak üzere telefonda konuştuk. Normalde down sendromlu olma riski 1/1000 ken bizim 1/70000  ihtimalmiş. Tabiki içimiz çok rahatladı.

Gelelim bu kontrolde ki cinsiyet tahminlerine... Bizim ailede genelde kız çocuğu daha fazla olduğu için erkek çocuklarına hasretliğimden midir neden bilmem hep erkek annesi olmak kulağıma hoş gelmiştir. Babansa tam bir kız çocuğu hayranı. Tamam kızı giydirip, süslemek daha zevkli ama ne bileyim işte benim aklımdan hep erkek geçiyor. Neyse lafı uzatmayayım dr "sanki erkek gibi ama konuşmak, kesin tespit için çok erken" dedi. Bunun üzerine ben herkese erkek çocuğumuz olacağının müjdesini vermeye başladım. Babansa hala kız olacağından umutlu. Bir tane daha Barış gelebilme ihtimalinden rahatsız bence:) Nasıl zaptedicek diye düşünüyor oğlunu:) Yoksa eminim erkek çocuklarını o da çok seviyor:)

Bu ayın diğer önemli bir olayı annenin doğumgünüydü. Babacığınla son 2 kişilik doğum günü kutlama yemeğini Suada 360'da yedik. Güzel manzara eşliğinde geleceğin günlerin kritiğini yaptık:)

Bu doğum günümde gelen hediyeler daha başkaydı. Sanki benden çok sana alınmışlardı:) Begüm teyzen ilk hamile kıyafetimi hediye etti. Anneannen bana çok cici bir bahçıvan tulum almıştı. Teyzen ve dedenle hep birlikte çıktıkları Dubrovnik seyahatinde seni de unutmamışlar, üzerinde 'Pirate of Croatia' yazan lacivert bir tshirt satın almışlar. Hadi iyisin, ilk hediyeni daha karnımdayken aldın:)


Bu ay içinde bir hafta sonu üç çift anlaşıp, hamişler temiz hava alsın niyetiyle Abant'a bir gece konaklamak üzere, kısa bir yolculuğa çıktık. Tahmin et annen tüm hafta sonu ne yaptı? Bol bol temiz hava alıp, yedi-içti, uyudu:)



Thursday, May 12, 2011

2 aylık hamileyim - Tek belirti uyku

Annen çok şükür sayende güzel bir hamilelik geçireceğe benziyor. Mide bulantısından eser yok. Bazen hamile değil miyim acaba diye şüphe ediyorum:) Tek hissedilir belirti akşam işten geldikten sonra 21:30 gibi koltukta sızıyorum. Sabah oldu mu tam kalkma vaktinde kurulu saat gibi hemen uyanıyorum.

Aşerme gibi bir durumum yok, aksine iştahsızlık hakim. Haşlanmış yumurtaya tahammül edemiyorum. Omlet yiyebilirken son denememde ilk kez istifra edince, menemene dönüş yaptım. Bir şekilde yumurta yemeliyim senin için:) Sanırım kokusuna tahammül edemiyorum şu günler de..

Doktorun söylediklerini büyük bir özenle yerine getirmeye çalışıyorum. Çölyak hastası olmamdan dolayı tavsiyesi üzerine mercimek, nohut sık sık tüketmeye çalışıyorum. Ekmeğin yerini bunlarla kapatabileceğimi söyledi. 2 lt her gün su tüketmek için hem evde hem işte şişeler hep masamda. Balık çok sık yiyorum ki zaten çok seviyorum. Büyük balıkları ayda bir, küçük balıkları (hamsi, tekir, çinekop) her hafta yiyebileceğimi söyledi. Deniz ürünleri yasak (midye, karides, kalamar) .
Her gün iş yerinde çeşit çeşit kuruyemişlerden yiyorum. Ceviz, badem, fındık, fıstık, kuru üzüm, kaju, kuru erik... Kuruyemişte kendime sınır koyamıyorum çünkü çok seviyorum. Karın doyurucak kadar yiyorum, biraz abartıyorum:)

Ruh halimi sorarsan pek içimden aktivite yapmak gelmiyor. Bir üşengeçlik var ki üstümde yaptığımdan zevk alamıyorum. Normalde cuma akşamları mutluluktan uçan, büyük iştahla güzel sofralar kuran ben sadece uykuya aç.

8 haftalık

Daha yolun çok başındayız biliyorum. Sabırsızlıkla içimde seni hissedebildiğim, kıpırdaştığın günleri bekliyorum bebeğim...

Tuesday, May 10, 2011

Anne oluyorum!

8 Mayıs Pazar günü anneler günüydü. Babanla birlikte önce bizimkilere kahvaltıya, akşamında babanın anne ve babasını ziyarete gittik. Ailecek güzel bir pazar-anneler günü geçirdik. Son adet tarihime istinaden gebelik testi yapmayı uygun gördüm. 2-3 dakika sabırsızca geçen bir bekleyişin ardından gözlerimize inanamadık. Tatmin olmayıp, yaklaşık kaç aylık olduğunu öğrenmek amaçlı Acıbadem Maslak Hastanesi'ne gidip, beta hcg değerine baktırdık. 1 saat sonra sonucu aldık ve 1400 çıkan değere göre 5 yada 6 haftalık hamileydim. Anneler gününde hamile olduğumu öğrendim:)

boş kese
Büyük bir şok ve şaşkınlık içerisindeydik. Ne yalan söyleyelim seni bekliyorduk ama bu kadar hızlı beklemiyorduk. Herşeyin yolunda olduğunu öğrenmek için hemen doktorumdan müsait olan ilk sabah randevusunu aldık ve babanla sabah erkenden Amerikan Hastanesi'ne gittik. Heyecandan ölmek üzereydik. Pimpirikli anneni herşey acaba yolundamı düşüncesi sarmıştı. Cengiz Bey ekrana bakarak 5 haftalık hamile olduğumu ve daha yolun çok başında olduğumuzu söyledi. Küçücük bir kese oluşmuş olsada sen henüz ortada yoktun. Adetlerimin düzenli olup olmadığını sordu. Genelde 4-5 gün ileri attığını söyleyince geç yumurtlama olabileceğini ileri sürdü. Şu an herşey yolunda, kese oluşmuş. Seni göremeyip, doktor da neler olacağını zamanla görücez deyince içime kurt düştü. Bir hafta sonra tekrar kontrole gideceğiz.

Hastane dönüşü "boş gebelik" yada "yalancı gebelik" diye girmediğim internet sitesi, okumadığım blog kalmadı. Bebeğin en geç 8.haftada görülebilmesi normaldi ama ben tuhaf bir şekilde korkuyordum. Haklı olarak baban hep olumsuz düşündüğüm için bana kızıyordu. 2-3 gece stresten rahat nefes alamadım, acayip gergindim. Beklemek beni bitiriyordu. Ama elimde değildi sen bizim ilk bebeğimizdin ve seni kaybetmekten korkuyordum. Babanla ilk kalp atışlarını duyana kadar kimseyle birşey paylaşmamaya karar verdik.

Seninle tanışıcaz hayaliyle 2. kontrolümüz için hastaneye gittik. Cengiz bey çok şükür embriyo oluşmuş müjdesini verdi. Doktorunda söylediği gibi aynı tek taşı andıran bir görüntün vardı. Kalbin 103 atıyordu. Yine önceki dinlediğim bebek kalp atış sesleriyle kıyaslayarak daha hızlı atması gerekmiyor muydu diye telaşla sorguladım. 1 hafta sonra ne kadar hızlı attığına inanamayacağımız cevabını aldım.

Çok şükür herşey yolundaydı. Hala hamile olduğuma inanamıyor, içim içime sığmıyordu. Bu randevudan sonra rahatladım ve artık güzel şeyler hayal etmeye başladım. Sıra işin en zevkli kısmında, aile ve dostlara haberi duyurmak vardı:)